Anadolu Sağlık Merkezi’nde Kanser Tedavisinde Yeni Dönem: MR Linac

Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme ile radyoterapiyi birleştiren ve tümörleri bu sayede daha hassas bir şekilde hedefleyen MR Lineer Accelerator (MR Linac) yöntemi kanser tedavilerinde özellikle radyoterapi alanında karşımıza çıkıyor. Sistem son olarak Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nde bir basın toplantısıyla tanıtıldı. Kanser tedavisinde etkili bir uygulama olarak kullanılan bu yönteme yeni eklenen ve organların ‘canlı takip’ edilebilmesini sağlayan ‘Kapsamlı Hareket Yönetimi’ (CMM) özelliği ise ışınların artık hareketli tümöre de doğru şekilde yönlendirilebilmesine olanak tanıyor. Basın toplantısında konuşan Anadolu Sağlık Merkezi Radyasyon Onkolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hale Başak Çağlar bu yeni sistem hakkında değerlendirmelerde bulunarak, “Radyoterapiye bağlı görülen yan etkilerin en önemli nedeni hedeflediğimiz tümörün yanındaki sağlıklı organın radyasyon alması oluyordu. Bu iyi görüntülemelerin tedavi cihazına entegre edilmesi sayesinde sağlıklı organların radyasyon dozuna artık daha az maruz kalmasını sağlayacağız” dedi.

Kanser vakaları dünya genelinde artış göstermeyi sürdürürken tedavi tarafında da umut veren gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü’nde yapılan bir basın toplantısı ile kanser tedavilerindeki ‘akıllı radyoterapi’ işlemlerinde son zamanlarda öne çıkan ve hastanede de uygulanmaya başlanan MR Linac cihazı tanıtıldı. Bu cihaz, MR görüntüleme ve radyoterapiyi birleştirerek, tümörleri daha hassas bir şekilde hedef alıyor ve işlem başarısını artırıyor. Cihaza yeni eklenen CMM özelliği sayesinde ise, tedavi sırasında tümörün hareketleri de takip edilerek, ışınlar doğrudan kanserli dokuya yönlendirilebiliyor. Böylece sağlıklı dokular daha az zarar görürken tedavi planlaması daha doğru yapılabiliyor.

ÇAĞLAR: DOĞRU YERİ IŞINLADIĞIMIZDAN EMİN OLACAĞIZ

MR Linac’ın yüksek kaliteli görüntüler sağlayan bir radyoterapi cihazı olduğunu anlatan Prof. Dr. Hale Başak Çağlar, “Biz uygulamalar sırasında her defasında doğru yeri mi ışınlıyoruz diye üç boyutlu görüntüler alıyoruz. Şimdi bu cihazımızla bu görüntülemeleri MR ile ve sürekli olarak alacağız. Görüntü kalitesinin artması bize tümörü ve çevresindeki sağlıklı dokuları çok daha doğru ve sürekli olarak görebilme avantajı sağlayacak. Bu sayede de her uygulama öncesinde yeni bir plan yapabileceğiz. Uygulama sırasında da hiç aralıksız üst düzey MR görüntüsü alarak doğru yeri ışınladığımızdan emin olacağız” dedi.

‘SAĞLIKLI ORGANLARIN DAHA AZ DOZ ALMASINI SAĞLAYACAĞIZ’

Prof. Dr. Hale Başak Çağlar, radyoterapinin yan etkilerinin bu yeni teknoloji ile azaltıldığının altını çizdi:

“Radyoterapiye bağlı görülen yan etkilerin en önemli nedeni hedeflediğimiz tümörün yanındaki sağlıklı organın radyasyon alması oluyordu. Radyasyon sadece tümörlü dokuya seçici değil. Yani ‘gideyim ben sadece tümörlü hücreyi öldüreyim ve yanındaki sağlıklı hücreye zarar vermeyeyim’ demiyor. Bunu diyen cihazlar ve bizleriz. Dolayısıyla bu iyi görüntülemelerin tedavi cihazına entegre edilmesi sayesinde sağlıklı organların daha az doz almasını sağlayacağız. Mesela bir pankreas kanseri hastaya ışın tedavisi sırasında verdiğimiz dozun yarısını bile pankreasın hemen yanında bulunan onikiparmak bağırsağı aldığında çok ciddi ülserlere neden olma olasılığı oluyor. Biz bu olasılığı düşürmeyi planlıyoruz. Aynı zamanda da verdiğimiz ışın dozunu artırmayı planlıyoruz.”

‘BU İŞLEMLERLE SEANS BAŞI DOZLARI ARTTIRIP TOPLAM TEDAVİ SÜRESİNİ KISALTABİLİRİZ’

Prof. Dr. Çağlar, sağlıklı dokuya zarar verilmediğinden emin olunduğunda seans sürelerinin kısalabileceğini söyledi. Bunun hastalar için bir konfor oluşturacağını aktaran Çağlar, “Biz normalde ışın tedavisini seanslar halinde yapıyoruz ve sağlıklı dokuyu maksimumda koruyabilmek için vermemiz gereken dozu belirli bir süreye bölüyoruz. Eğer uyguladığımız tedavi şeklinden eminsek o zaman bu toplam tedavi süresini kısaltıp seans başı dozları arttırabiliriz. Tabii bu hastaların hastaneye tedavi için daha az gelmesine neden olacak ve bu da onların hem hayat kalitesini artıracak hem de sevdikleriyle kendi ortamlarında daha uzun süre vakit geçirmelerine olanak sağlayacak” diye konuştu.

‘DAHA ÇOK BATIN İÇİ, HAREKETLİ BÖLGELER İÇİN UYGULUYORUZ’

Prof. Dr. Çağlar MR Linac cihazı ile uygulanan tedavinin hangi tür kanserler için daha uygun olduğundan da bahsetti:

“İyi görüntülemenin radyoterapiye entegrasyonu aslında her tümör için gerekli ama bunu MR cihazıyla yapacağımız zaman ilk olarak MR görüntü kalitesine ihtiyacımız olan bölgeler akla gelmeli. Biz bu hastaları seçerken daha çok batın içi, hareketli, nefesle, bağırsakların gaz geçişi ile mesanenin ya da kalın bağırsağın doluluğu ya da boşluğuyla tümörün oynadığı bölgelerde kullanıyoruz. Örneğin; prostat kanseri, rahim ve rahim ağzı kanserleri, pankreas kanseri, karaciğer tümörleri ya da diğer kanserlerin karaciğer metastazlarında bu görüntüleme teknolojisini daha sık kullanıyoruz.”

‘ARALIKSIZ MR GÖRÜNTÜSÜ ALMAK HASTANIN TEDAVİDE DAHA UZUN SÜRE KALMASINA NEDEN OLABİLİYOR, ANCAK…’

Prof. Dr. Çağlar, hastanın tedavide kalma süresi hakkında ise “Hastalarımızdan cihazdaki görüntüleme sırasında diagnostik görüntü alır gibi sadece tedavi pozisyonunda olmasını istiyoruz. Tabii bu görüntü alma süresi uzun olabildiği için en önemli şey hastaların bu tedavi pozisyonunda rahat olmaları ve hareket etmemeleri. Onun dışında hiçbir şey hissetmiyorlar. Yalnızca o bölgeye özel tam bir MR görüntüsü alıp o güne özel plan yapıp, uygularken yeniden aralıksız MR görüntüsü almak hastanın tedavide daha uzun süre kalmasına neden oluyor. Ancak hasta bunun kıymetini anladığında bizimle daha uyumlu olabiliyor. Bu konuda hastanın da öncelikli olarak bilgilendirilmesi esas oluyor” dedi.

‘İYİ TEKNOLOJİNİN İYİ BİR EKİP EŞLİĞİNDE UYGULANMASI TEDAVİ BAŞARI ORANLARINI ARTIRIYOR’

Prof. Dr. Çağlar, bu teknolojinin tedavide kullanılmasının başarı oranlarına etkisi hakkında ise “Bu iyi bir ekip işi ve de iyi bir altyapı meselesi. Tedavi biraz zaman alıyor çünkü konsol başında daha fazla personelin daha çok zaman ayırması gerekiyor ancak bu teknolojinin her geçen gün kullanılma etkinliğinde de artış görünüyor. Bu tür teknolojilerin radyoterapide kullanılmasından sonra tedavi başarı oranlarında da artış var. Bu deneysel bir bilgi değil, birçok klinik çalışmalarda da gösterilmiş. Aynı zamanda yan etkilerde de azalma var. Dolayısıyla iyi teknolojinin iyi bir ekip eşliğinde uygulanması kesinlikle tedavi başarı oranlarını artırıyor” diye konuştu.

MACEMİRVO: HAYATIMA YENİ BİR ŞANS VERİLMİŞ GİBİ HİSSEDİYORUM

Bulgaristan’dan gelen ve Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nde tedavisine başlanan Rusita Macemirvo ise teşhisinin Bulgaristan’da konulamadığını söyledi. Buradaki ‘desmoid tümör’ teşhisinin ardından ise ameliyat seçeneğinin olmadığını, radyoterapi seçeneğini değerlendirdiğini söyleyen Macemirvo,” Yeri çok zor bir tümör, damarlara çok yakın ve ameliyat olasılığı yok. En yeni cihaz MR Linac ile tedavi görüyorum. Burada bana verilen bir şans çünkü tedavi olma olasılığım çok yüksek. Dolayısıyla hayatıma yeni bir şans verilmiş gibi hissediyorum” diye konuştu.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir